15:08 - Gazeteci Hülya Kılınç Tahliye Oldu
14:52 - Manisa’da Orman Yangını Başladı
13:47 - Manisa’da Pazar Günleri Sokağa Çıkmak Yasak
18:35 - Bitlis Tatvan’da Helikopter Düştü: 9 Şehit
14:24 - Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Özdağ’a Saldırı
12:09 - 2021 Yılı Asgari Ücret Rakamı Belli Oldu
15:19 - Manisa İçin Çok Kuvvetli Sağanak Yağış Uyarısı
14:09 - Manisa’da 65 Yaş Ve Üstüne Yasak Yeniden Geldi
15:37 - Madencilerin Eyleminde 2 Gözaltı
İzmir, Manisa, Aydın ve Söke
Ticaret Borsaları, son dönemde ülkemizin en stratejik tarım ürünlerinin başında
gelen pamuk piyasalarında yaşanan gelişmeler hakkında ortak bir açıklama yaptı.
Açıklamada, on binlerce üretici ailesinin geçimini sağladığı
pamuğun aynı zamanda 30 milyar dolar ihracat geliri elde ettiğimiz tekstil ve
konfeksiyon sanayimizin de hammaddesi konumunda olduğuna değinilerek pamuk
üretiminin ülke ekonomisi için hayati önem taşıdığına vurgu yapıldı.
Borsaların ortak açıklamasında şu önemli tespitler yer aldı:
“Ülkemizde pamuk ekim alanları küresel piyasalardaki fiyat
hareketleri ve ülkemizdeki diğer tarım ürünleri piyasalarında yaşanan
gelişmelerin bir sonucu olarak 2000’li yılların başından itibaren azalmaya
başlamıştır… 2009 yılında pamuk ekim alanları ülkemizde 420 bin hektar, Ege
Bölgesinde de 81 bin hektar ile tarihinin dip seviyelerini görmüştür.
Ekim alanlarındaki bu düşüş, kısmen pamuk fiyatlarındaki
çıkış ivmesi, diğer tarım ürünleri piyasalarındaki gelişmeler ve destekleme
primindeki artışın da etkisi ile 2009 yılından sonra yükselişe geçmiştir. 2018
yılında Ege Bölgesi’nde 100 bin hektara, ülkemiz genelinde de 519 bin hektara
yükselen pamuk ekim alanlarının 2019 yılında toplam 590 bin hektar seviyelerine
ulaştığı tahmin edilmektedir.
Süreç içerisinde tarla verimliliğindeki artışın da olumlu
etkisi ile mahlıç pamuk üretimimiz 2018 yılında tüm sektörün ortak görüşü olan
en az bir milyon ton hedefine yaklaşmıştır. Bu yıl ise hava şartlarında
olağanüstü bir değişiklik olmaması halinde bir milyon ton sınırı da aşılarak
ilk defa ülke olarak kendi tüketimimizin yüzde 75 ini karşılayabilir duruma
geleceğiz.
Ancak yaşanan bazı gelişmeler pamuk üretiminde son yıllarda
ulaşılan olumlu trendi tehdit etmektedir.
2019 yılı pamuk ekimleri Nisan ayı gibi yapılmıştır. Kütlü
pamuk üretim maliyetinin gübre, ilaç, akaryakıt, tohum fiyatlarındaki artışa
paralel olarak bir önceki yıla göre yüzde 40 seviyelerinde arttığı tahmin edilmektedir.
Enflasyon oranının iki katından fazla artan maliyetlerin yanı sıra pamuk
üretimini olumsuz etkileyecek diğer gelişmeler ve sektörün taleplerini
aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:
Üretimi yönlendirmesi açısından verilecek prim desteğinin
pamuk ekiminden önce açıklanması son birkaç yıldır uygulanmış ve bu durumun
olumlu etkisi görülmüştü. Ancak 2019 pamuk ekimleri tamamlanmasına ve hasat
yaklaşmasına rağmen prim miktarı henüz açıklanmamıştır. 2019 yılı ürünü için
verilecek prim miktarı bir an önce açıklanmalıdır. Ayrıca, 2019 yılı ürünü ile
birlikte primin daha önce de uygulandığı gibi bir sonraki sezon ekim döneminde
(Mart-Nisan) ödenmesi uygulamasına başlanmalıdır.
ABD ve Çin arasında yaşanan ticaret savaşı küresel
piyasalarda pamuk fiyatlarını olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Uluslararası
borsalarda pamuk fiyatları son dönemde önemli oranda gerilemiştir. Vadeli
piyasalardaki 2019 Aralık fiyatları dikkate alındığında, üreticimizin pamuğunu
geçen yılki ortalama 3,60 lira olan kütlü pamuk fiyatının altında bir fiyatla
satma riski bulunmaktadır. Maliyetlerdeki artış da düşünüldüğünde üreticimizin
bu yıl pamuk üretiminden çok büyük zarar etmesi söz konusu olacaktır. Bu
nedenle pamuk için verilecek prim miktarları belirlenirken bu gelişmeler özellikle
dikkate alınmalı ve prim miktarı kiloda en az 1,25 lira olmalıdır.
Yerli üretim ve çiftçimiz teşvik edilmeli ve nihai olarak
pamuk üretiminde sürdürülebilirlik bir an önce sağlanmalıdır. Bu amaçla;
tekstil sektörüne ithal edilen pamuğun belirli bir oranında yerli pamuk
kullanım zorunluluğu getirilmeli ve bu oran işletmelerin ölçeği ve kapasite
kullanım oranları dikkate alınarak belirlenmelidir.
Bitkisel üretim desteklemeleri kapsamında; 2018 yılından
itibaren aynı parsele arka arkaya üç kez pamuk ekilmesi durumunda üçüncü ekime
destekleme ödemesi yapılmayacağı açıklanmıştır. Bu durumda 2018 ve 2019 yılında
pamuk ekilen alanlara münavebe yapmadan 2020 yılında da pamuk eken
üreticilerimiz desteklemelerden faydalanamayacaktır. Bu durumun önlenmesi için
pamuk üreticilerimizin 2019 pamuk hasadı ile 2020 yılı pamuk ekimi arasındaki
dönemde bir yem bitkisi veya başka bir ürün ekmesi önerilmektedir. Ancak bazı
pamuk alanlarımız yapısı gereği (tuzluluk vs.) buna imkân vermemektedir. Bu
durumda desteklemeden faydalanamayacak üreticilerimizin 2020 yılında tamamen
pamuk üretimini bırakması söz konusu olabilecektir. Bu nedenle üç yıl üst üste
pamuk ekilmesi durumunda destekleme ödemesinden faydalanmama kararı bazı ekim
bölgeleri için toprakların yapısı dikkate alınarak tekrar gözden
geçirilmelidir”
Borsalar öncelikle bu dört konuda acil önlem alınmasının
pamuk üretimimizin sürdürülebilirliği için hayati önem taşıdığına dikkat
çektikleri açıklamada, “En az bir milyon ton pamuk üretimi tekstil ve
konfeksiyon sanayimizin uluslararası rekabet gücü için zorunludur. Aksi
takdirde bu dev sektör hammadde açısından tamamen dışa bağımlı olacak ve önemli
riskler ile karşı karşıya kalacaktır. Ayrıca ülkemizin pamuk ithalatındaki
faturası iki milyar dolarların üstüne çıkacaktır. Üstelik bu fatura pamuğun
ülkemizde üretilmesi durumunda elde edilecek çiğit ve türev ürünlerde
düşünüldüğünde üç milyar dolara yaklaşacaktır. Pamuk üretimindeki olası bir
düşüş pahalı yatırımlarla alınan makine parklarının (hasat makinesi vb.) atıl
kalmasına da neden olacaktır. Bu nedenle başta Tarım ve Orman Bakanlığımız
olmak üzere yetkili tüm kurumlarımızın acil önlemler almasını sektör adına
talep ediyoruz” şeklinde görüş bildirdi.